Monday 26 March 2007

Uno, Due, Tre.... Italiano...

Geçen hafta sonu itibari ile İtalyanca öğrenmeye başladım. Yeni bir dil öğrenmeye olan isteğimi, biraz da işime katkısı olur diye, daha fazla ertelemek istemedim fırsatını bulmuşken. Kursta herkese havaya girsin diye İtalyan bir isim takıyorlar yeni başlayanlara, bendeniz bundan sonra "Luigi" efendim... Bir de diyorlar ki İtalyanca'dan sonra İspanyolca daha kolay öğrenilirmiş, grameri ve kelimelerin anlamları birbirne yakın diye, sırada o var o zaman...

Wednesday 21 March 2007

Lütfi Özgünaydın...

Lütfi Özgünaydın... Bir haber programında konuşurken tanımıştım ilk olarak... Kendini fotoğrafa, fotoğrafı kullanarak daha fazlasını anlatmaya, fotoğrafını çektiği değerlerin "değerlerinin" anlaşılmasına adayan bir insan... Yakından tanımak isteyenler için Lütfi Özgünaydın...

Monday 19 March 2007

Çanakkale içinde...

Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

Çok özledim...

Çok özledim babacım seni... Karşımda olsan şimdi, hep kızıp söylensek de sigaranı yaksan, bi de çay yanına; ben sana anlatsam da anlatsam; bir bir, sarılsam, sen ağırdan alıp benim kadar sıkı sarılmasan da, konuşsan, arada: "benim hayat tecrübem seninkini döver" diyerek, akıl versen bana ben dinlemesem de, cimbom'u eleştirsen, her maça aynı heyecanla gidip izledikten sonra yaptığın gibi, beraber köye gitsek hep özlemle ve gözlerinin içi parlayarak bahsettiğin... Çok özledim babacım seni, seni çok özledik...

Sunday 18 March 2007

Seni seviyorum...

Seni seviyorum, ötesi, seni sevmeyi de çok seviyorum. Seni "sevmenin" bana hissettirdiklerini anlatmak için kendi hislerimi anlamaya çalıştığım an, ahh işte o "an"... O anı çok seviyorum. Ne söylersem söyleyeyim, ne kadar söylersem söyleyeyim yine de yetmeyeceğini hissettiğim anı seviyorum, çünkü o zaman ne kadar inanılmaz ve büyüleyici bir his olduğunu farkediyorum, yeniden... O "an" zamanı durdurabildiğim anmış gibi hissettiriyor... Saniyeden bile kısa bir zaman diliminde derinlerden bi yerlerden gelen hislerimin sanki hepsini görebiliyor, hissedebiliyor, anlayabiliyor, anlatacak gibi oluyor ve neredeyse hiçbirini anlatamıyor, anlatamadıkça o "an" içinde uçtuğumu ve tüm yaşamım boyunca böyle bir hazza "seni sevmekten" başka hiçbir şekilde ulaşamayacağımı hissediyorum. Seni seviyorum...

Merhaba...

Yazacak bi şeyler bulmaya çalışmak bende işlemiyor; işe bir yerinden başlayınca gerisini getirmek daha kolay oluyor. Olur, zamanla olur sıkma canını.