Thursday 12 July 2007

Yanmışız sönmüşüz biz...

Geçen günlerde Bodrum'da çıkan orman yangınını duymuş, görmüşsünüzdür. Çok çok üzücü, her sene ağaç ağaç yok oluyor güzelim doğa. Gelin görün ki yangın esnasında belediyenin anons ile yardım çağrısına kayıtsız kalıp arka planda yanan ağaçlara "tropik meyve kokteyli" tadında bakan "beach"lerdeki "bitch"ler ve "odun"lar ise yerli yerinde duruyor. Yeni yazlık yerimiz çıktı diye seviniyorladır herhalde. İyi tatiller...

Hay seç(ey)im otobüsü(nüzü)...

Seçim yaklaşıyor... Hayırlısı olsun; ama çok merak ettiğim bişey var: Şu siyasi partilerin hemen hemen hepsinin sokaklarda caddelerde bangır bangır gezen, trafik kurallarına hiç uymayan, kim bestelerse bestelesin kulaklara zarar şarkılar çalan tanıtım arabaları yok mu! Allah aşkına, arabaya, şarkıya, gürültü patırtıya oy veren var mı bu ülke de yaa? Daha seçilmeden insan haklarını çiğneyen bu arkadaşlar acaba hangi akla hizmet bu işi yapıyorlar? Hadi en uç halini düşünelim, günde 10 saat gezen bir minibüs sizce küresel ısınmaya ne kadar etki ediyordur? Öyle soru olur mu demeyin, sordum oldu işte. Evimizin orada devlet hastanesi var; oradan geçerken bile kulakları patlatırcasına müzik çalıyorlar, hasta yatağındaki insanların oylarını almak için yapıyorlar herhalde. Medeniyet seviyemizin güncel bir göstergesi daha. AB'ne girmek için kampanyalar düzenleyip Avrupa'nın çeşitli bölgelerine bu araçlardan birkaç 100 tane saldık mı tamamdır.

Not: Yukarıdaki resimdeki otobüs CNN Türk'te Mithat Bereket'in sunduğu "Seçim Otobüsü" programının otobüsüdür ve yazdıklarımla hiç alakası olmamasına rağmen ilk bulduğum resim olduğu için kullanılmıştır. Söz meclisten dışarı...

Şekersiz maksimum tat...

Yaa reklamını yapmak istemem ama mecburen yapıcaz; (T)epsi Max reklamı var ya Asyun Kayacı'nın oynadığı... Hani bol keseden öpücük vaadi verdiği... Seçime bağımsız aday girse bi miktar oy alır diyorum ben. Neyse bi haber vardı geçenlerde; adamın biri "Ben Tepsi Max içtim ama Aysun Kayacı gelip beni öpmedi, kandırıldım!" diyerek Tepsi'ye tazminat davası açmış. Dostum Moosty ile bu fevkalade önemli meseleyi konuşurken kendisi acayip bir yorum getirdi olaya:

- Tepsi'nin yerinde olsam dava açan adama nispet yeni bir reklam yapardım hemen" dedi.
- Nasıl olacak bu? dedim.
- İri kıyım ve yarı çıplak 3-5 zenci arkadaşı oynatır, Tepsi Max içene öpücükler gönderen bir reklam yapardım, dedi.
- :o))))))))))))) dedim.

Valla işin doğrusu Tepsi böyle bir reklam yapsa eminim yine birileri çıkar:
- Ayol bi kasa içtim Tepsi'den hani nerde zenciler, der ve dava açar.
Sodaya devam...

Friday 6 July 2007

Anlaşılamamak...

…anlaşılamamak… benim için en zor şeylerden biri... sanırım senin için de... sabahın ilk ışıklarıyla ve daha kimseler uyanmadan kendi şarkısını söyleyen mavi düşkünü sular kadar saf, o saf suları sorgusuz, sualsiz ve karşılıksız ısıtan güneş kadar sıcak, özümden parçalarla bezenmiş duygularım... geçip giden zamana, çıkarların ön planda olduğu ama çıkar peşinde koşanların, kalplerini sahte duygularla, duygularının aynası yüzlerini ise sahte sevgiler ve sahte dostluk maskeleriyle kapattığı bir yaşamın içinde kendine sığınacak bir yer, bir kalp, bazen de başka gönüllerden kopup gelen anlayışlı sözler arar durur...